Dış Ticarete geçmeden önce ticareti
tanımlamak gerekir diye düşünüyorum. Ticaret, genel bir söylem ile üretilen mal
ve hizmetlerin belirli bir ücret karşılığı son kullanıcılara ulaştırılmasını
sağlayan alım satım faaliyetlerinin tümü olarak adlandırabiliriz.
İnsanlık var olduğu sürece her
ihtiyaçlarını giderebilmek için keşiflerde bulunmuştur. Kendilerinde olmayan
ürünlere sahip olabilmek için de ticaret kavramı ortaya çıkmıştır. Bununla
birlikte tarihte ticaretin insanların hayatına ilk giriş ilk takas yoluyla
olmuştur. İnsanlar takas yöntemi ile sahip oldukları malları değiş tokuş ederek
ticaret yapmaya başlamışlardır. Günümüzde ise artık değişim aracı olarak
Lidya’lıların bulmuş olduğu para kullanılmadan keşfedilmesi insanlık tarihinin
erken dönemlerine dayanmaktadır. Pek çok tarihçi ticaretin, iletişimin doğuşunu
takiben takas yöntemiyle başlamış olduğunu düşünmektedir.
Ticaretin ortaya çıkış nedeni,
insanın ihtiyaçlarını karşılama içgüdüsüdür. Üretimin ve kaynakların kısıtlı
olmasından dolayı insanlar, kendinde olmayan mal veya hizmeti bir başkasından
sağlamak istemiş, bunun için de kendinde bulunan mallar ile takas yapmaya
başlamıştır. Böylelikle insanlar temel ihtiyaçlarını karşılamak için takas
yoluyla ticaret yapmışlardır.
Lidyalıların parayı keşfetmesi
ile ticaretin kolaylaşmış ve daha yaygın hale gelmesini sağlamıştır.
Taşımacılığın ve iletişimin de gelişmesi ile birlikte ticaret bugüne kadar
gelişimler göstermiştir. Bu gelişim sırasında da içinde bulunduğumuz ekonomik
sistem gelişmiş, ticareti düzenleyici kanunlar yapılmıştır.
Ticareti belirleyen ana etken arz ve talebin oluşmasıdır. Üretilen mal ilk andan
son ana kadar birçok farklı işlevlerden geçmektedir. Malın en nihai tüketiciye
ulaşmasına aracılık eden kişiler yani tüccarlar bu aracılık karşılığında
belirli kazanımlar elde etmektedirler. Bu yönüyle ticaret, kar amacı güdülen
her türlü mal ve hizmet alım satımını kapsayan ekonomik faaliyetlerin
bütünüdür.
Ticaret kavramı, günümüz ticaret eğitiminde kullanılan anlamı olan; “Malların
ticaret yapmak amacıyla alımı ve tam bir işlem ve muameleye tabii tutmadan
satımı”, şeklindeki tanımı ilk olarak 19. yüzyılının başında
kullanılmıştır. Rudolf Seyyfert’e göre mal ticareti; malın
satışı, nakliyesi ve yeniden paketlenmesidir ve
bu hizmetler ticaretin belirleyici temel işlevleridir.”
Ticaret genel olarak İç Ticaret ve Dış Ticaret olmak üzere ikiye ayrılır.
İç Ticaret (Domestic Trade) Nedir?
Ticaretin, bir ülkenin kendi sınırları içinde yapılmasına iç ticaret
denmektedir. İç ticaret ticaretin yapıldığı ülkeye ait ticari yasalar
çerçevesinde yapılmaktadır.
Ülkeleri kendi içerisinde bulunduğu fiziki, ekonomik ve coğrafi şartların
bölgeler arası farklılıkları iç ticaret ihtiyacını oluşturmaktadır. Bir ülkede
nüfusun düzensiz dağılışı, bölgeler arası iklim farklılıkları sebebiyle
tarımsal üretimde farklılıkların olması ve bir ülke içinde sanayi
faaliyetlerinin belli coğrafyalarda toplanması gibi nedenler iç ticari
faaliyetlerin oluşmasında etken bir şekilde rol almaktadır.
Dış
Ticaret, diğer bir deyişle, lisans eğitim bölümlerinde gördüğümüz üzere ve
benim de mezun olduğum Uluslararası
Ticaret (International Trade), uluslararası sınır ve bölgeler arasında karşılıklı oluşan mal veya
hizmet alışverişidir. Elbette ki Dış Ticaret
denildiğinde alım satım işlemlerinin teslimi açısından canlandırdığımız
iki şey vardır. Bunlardan biri mal satma işlemi olan İhracat (Export); bir diğer mal alma işlemi
olana ise İthalat (Import) denir.
İhracat her ne kadar ithalattan
daha önemli ve ülke menfaatleri için iyi bir strateji gibi görünse de Dış Ticaret
ülke ekonomileri bakımından iki ayaklıdır. Tek bir ayağının kısa olması ülkenin
dengesiz yol aldığı anlamına gelmektedir diyebiliriz.
Eğer ihracatınız fazla ve
ithalatınız nispeten çok daha düşükse bu sizin ülkenize döviz girmesi anlamına
gelmekle birlikte ihraç kalemlerinizin katma değeri düşük olduğu, giderek
tükettiğiniz ve bir gün tamamen tükenecek bir kaynağınız olduğu, gelişmiş
ülkelerdeki büyük markaların fasoncusu yani bir alt üreticisi olduğunuz ya da
açıkça sömürülmekte olan bir ülke olduğunuz anlamına gelebilir; bu olasılıkları
çoğaltabiliriz.
Buna karşılık tam aksi bir durum
için de, yani ithalatı ihracatına oranla daha fazla olan bir ülke olarak ham
madde, ara mamül ve son mamül üretiminin az olduğu, dışa bağımlı olduğunuzu ve
varlığınızı sürdüremeyecek bir ülke olduğunuzun göstergesi olabilir. Eğer para
biriminiz dünya ekonomileri karşısında güçlü değilse ülke ekonomisi için iyi
şeyler söyleyemeyiz.
Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri İç Ticaret ve Dış Ticaret potansiyellerini
oluşturmaktadır. Dünyada üretim imkanları ve hammadde rezervleri düşünüldüğünde
kendi kendine yetebilen bir ülke bulunmamaktadır. Bu yönüyle dış ticari
faaliyetler hayati öneme sahiptir.